
Ülkemizde trafik cezaları denilince emniyet kemerini ihlalden, hatalı park etmeye, kırmızı ışıkta geçmekten, aşırı hız veya hız limitini aşmaya varana dek çeşitli cezalar mevcut olup, sürücüler de bu ihlalden ötürü pek çok trafik cezasıyla karşılaşmaktadır. Ancak son zamanlarda iyiden iyiye artan ve sürücülerin şiddetle itiraz ettiği birtakım cezalar da var ki o da Fahri Trafik Müfettişi tarafından tespit edilen ihlaller.
Kimdir bu fahri trafik müfettişi diyecek olursak,Karayolları Trafik Kanunu’nun EK-6’ncı maddesiyle karşılarız. Fahri trafik müfettişleri, görev ve çalışma yönetmeliği kapsamında, sürücülerin trafik kurallarına uyup uymadığını denetlemekle sorumlu olan yetkililere (polis ve jandarma) yardımcı olmak üzere Emniyet Genel Müdürünün teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile uygun görülen ve valiliklerce görevlendirilen kişilerdir. Trafik güvenliğinin geliştirilmesine ve trafikte can kayıplarının önlenmesine katkıda bulunmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, tamamen gönüllülük esasına dayalı olan Fahri Trafik Müfettişliği için gerekli şartları taşımaları halinde, ikamet ettikleri illerde Trafik Denetleme Şube Müdürlüklerine müracaat ederek Fahri Trafik Müfettişi olabiliyor.Fahri trafik müfettişliğine uygun her vatandaş bu sıfatı alabilir ve kamu düzenine böyle katkı sağlayabilir. Bu, sürecin güzel ve faydalı yanı. Ancak ‘’Efendim müfettişlik kalsın, ben sürücü olarak mağdur ediliyorum, haksız ceza yiyorum.’’ diyen varsa işte o noktada hukuki sürecin nasıl işlediğine bakmak gerekir.
Fahri Trafik Müfettişleri, tespit ettikleri kural ihlallerine ilişkin olarak; fiziki ortamda düzenledikleri tutanakları herhangi bir trafik ekip veya kuruluşuna elden verebiliyorlar. Elektronik ortamda düzenledikleri tutanakları ise Emniyet Genel Müdürlüğüne elektronik sistem üzerinden bir hafta içerisinde teslim etmeleri gerekiyor. Bizzat araç durdurma ve ceza düzenleme yetkileri olmadığından bu kısım izah ettiğimiz üzere böyle kademeli biçimde ilerliyor. Ancak buraya kadar gayet sağlıklı ve kamuya faydalı olabilecek fahri müfettişlik kurumu zaman zaman haksız cezaların belirleyicisi haline de gelebiliyor. Belki dikkatinizi cezbetmiş yahut çevrenizden duymuşsunuzdur ki son aylarda postacıların icra ödeme emirlerinden sonra en çok dağıttığı evraktan biri de bu trafik cezalarıdır. Esas sorun düzenlenen bir cezanın hukuka uygunluğu konusunda oluşmaktadır.
İlgili mevzuata göre fahri trafik müfettişlerinin kimliğinin gizli tutulduğu ve kişilerle muhatap olmasının yasak olduğu bilinmektedir. Fahri trafik müfettişlerinin araç durdurma, belge kontrolü yapma yetkileri olmadığı gibi görüntü alma, fotoğraf çekme, şahit bulma gibi yükümlülükleri de yoktur. Dolayısıyla fahri trafik müfettişinin delil toplamaması gerektiği yönünde bir yorum mümkün değilse de Türk Ceza Kanunu ve Anayasa birlikte değerlendirildiğinde kişilerin cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı, somut delillerin varlığının arandığı da açıktır. Zira hukuk devleti ilkelerinden olan hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik ilkeleri de şahısların cezalandırılabilmesindeki temel yasaların en mühim dayanağıdır. Nitekim benzer hususta Yargıtay’ın da kararları mevcuttur.
Günümüz teknolojik imkanları değerlendirilmek suretiyle denetime imkan verecek delillerin ortaya konulmasının gerekliliği ortadayken, vatandaşa hiçbir somut delil ortaya konulmaksızın, kim olduğu dahi bilinmeyen bir fahri trafik müfettişi tarafından tutulan tutanak hukuka aykırı olup akabinde oluşturulan idari para cezası da hukuka aykırı kalmaktadır.Kamu yararının ön planda tutulduğu ve Emniyet güçlerine destek sağlaması gereken bir unvanın, vatandaşlar nezdinde güvenilirliği sorgulanır hale gelecektir. İşte tüm bu nedenlerle haksız cezalarla muhatap olduğunu düşünen vatandaşların, etkin bir itirazda bulunabilmesi için bir hukukçudan yardım alarak süresi içerisinde cezalara itiraz etmeleri oldukça önemlidir.
Çok güzel yazmışsın canım kalemine sağlık 👏 👏